Karma Cildin Gündüz Cilt Bakım Rutini


geçtiğimiz 1 sene içerisinde cilt bakımı konusundaki bilgimin artması, ve kozmetik ürünlere karşı artık doygunluk hissi yaşamaya başladığımdan rutinimi sadeleştirmeye gittim. tabi bunda cildime en iyi gelen kombinasyonu bulmamın da etkisi var. daha önceleri, özellikle akşam rutinimde fazla sayıda ürünü değişikli kullanıyor ve yeterince iyi sonuç alamıyordum. ayrıca sürekli kullanılmayı bekleyen ve bu sürede etkinliğini yitiren aktifler (asitler, antioksidanlar vs) de cabası.

mücadele ettiğim sorunlar: melazma, çenede regl öncesi baş gösteren komedo ve akne sorunu, t bölgesinde yağlanma.

son 3 aydır aksatmadan devam ettiğim sabah rutinim ve kullandığım ürünler şöyle:

temizleme:
sabah herkesin yüzünde temizleyici kullanmasına gerek olmayabilir, bunu tavsiye olarak almayın o yüzden. sadece kendi cildime en iyi geldiğini gözlemlediğim şeyi yazacağım. 

bir önceki gece kullandığım eksfolyanla dökülen ölü hücre katmanı, yastık tozu ve cildin kendi sebumunun oluşturduğu tabakayı temizlemek için, %2 salisilik asit içeren Neutrogena Visibly Clear Jel; ya da cildimi daha kuru hissediyorsam, düşük ph'lı (4.2) Facelle Sensitive Intim Gel ile yüzümü yıkıyorum. bu aralar neutrogena'yı daha çok tercih ediyorum pompalı ambalajı sebebiyle. bu iki jel de yüzümü kesinlikle germiyor ve ferahlamış hissettiriyorlar.

yüzüme niye intim gel kullandığımdan ürünün incelemesinde detaylı olarak bahsettim.

tonikleme:
bu aşamanın gündüz rutinindeki amacı, yıkama sırasında ve hemen sonrasında ciltte meydana gelen nem kaybının (tewl, yani transepidermal water loss) önüne geçmek, kaybolan suyun yerine yenisini koymak.

ben gündüzleri muhakkak nemlendirici özellikli ve salisilik asit içeren tonikler tercih ediyorum. neutrogena'nın reformüle edilen visibly clear toniği, drugstore'da bulabileceğiniz bu iki işi bir arada yerine getiren nadir toniklerden. salisilik & laktik asit ile nemlendirici panthenol içeriyor ve alkolsüz. eğer cildiniz yağlı değilse, sadece nemlendirici özellikli tonik de tercih edilebilir. buna da bielenda'nın hyaluronik asit gibi çeşitli hümektanlar içeren power mezzo nemlendirici toniği iyi bir örnek.

toniğimi, yüzümü yıkadıktan sonra fazla suyunu alıp, ancak tam kurumaya başlamadan hemen önce elimle yedirerek sürüyorum. pamukla ürünün ziyan olduğuna inanıyorum. aynı şekilde, tonik kurumadan diğer adıma geçiyorum.

bielenda'yı maalesef artık bulamıyorum, o yüzden yerine aynı fiyat aralığında başka bir tonik arayışındayım. güzel bir keşfim olursa burada bahsedeceğim.

nemlendirme: bu aşamada daha önceleri neutrogena hydro boost jel ya da isana young matlaştırıcı krem kullanıyordum. fakat artık cildimde azelaik asit en iyi şekilde emilsin, azelderm ile cilt arasında herhangi emoliyan bir bariyer olmasın diye bu adımı atlıyorum. azelderm doku olarak isana young matlaştırıcı kreme çok benziyor ve benim için iki işi bir arada görüyor. hydro boost jel'i ise akşam rutinime nemlendirici serum olarak yerleştirdim.

Sunozon güneş kremim bitmek üzere olduğundan ambalajını kestim.

tedavi:

daha önceleri bu adımda zaman zaman clindoxyl kullanmaktaydım, sivilce ve lekelere yönelik esas tedavi adımımı akşamla kısıtlı tutmuştum. ancak akşam kullandığım acnelyse ve asitli ürünlerden uzun vadede tam istediğim verimi alamadım ve bazen beraberlerinde kullandığım clindoxyl aknelerime iyi gelmek bir yana, daha da tahriş edici olmaya başladı. bu yüzden güneşe karşı hassasiyete sebep olmayan, ciltte döküntü yapmayan ve aknelerle beraber kızarıklık ve hiperpigmentasyona da iyi gelen azelderm'e geçtim.

azelderm, %20 oranında azelaik asit içeriyor. azelaik asitle ilgili ayrıca da yazı yazmayı planlıyorum ancak özetle antibakteriyel, keratolitik ve antienflamatuvar olduğu biliniyor. bana dermatologum reçete etmişti, artık sivilce oluşmadan önleme maksatlı olarak sürekli kullanıyorum (bakterilerde dirence sebep olmuyor).

topikal de olsalar, bu tarz ilaçları doktorunuza danışmadan almayın.

güneş koruması:
gündüz rutininin en önemli adımı. evden çıkmayacak da olsam muhakkak güneş kremimi sürerim, çünkü evin içinde de pencerelerden giren, ya da etraftan yansıyan uva ışınlarına maruz kalıyoruz.

tüm gün evde kalacaksam, rossmann'dan aldığım ve filtreleri bir nebze daha kolay degrade olabilen sunozon med spf 30 güneş kremini kullanıyorum. dışarı çıkacaksam da, vichy ideal soleil spf 50 yüz emülsiyonunu tercih ediyorum. bu kremin filtre kombinasyonu çok daha kuvvetli, ayrıca kozmetik olarak da daha zarif bir dokusu var. daha önceleri vichy ideal soleil spf 50 micro fluid güneş sütünü kullanıyordum, fakat üretimden kalkmış ve yerine bu gelmiş. hakkında daha sonra ayrıca inceleme yazacağım.


ekstralar: 
sunozon güneş kremi yağlanma yapabildiği için, önceki yazıda bahsettiğim mısır nişastasıyla yüzümü pudralıyorum. dudaklarıma da vazelin, ya da bazen bitmek üzere olan nemlendirici bir rujumu sürerek rutinimi tamamlıyorum. cilt makyajımda fondöten kullanmadığım için, alta sürdüğüm krem ve ilaçlarda fondöten sebebiyle soyulma, topaklanma gibi sorunlar olur mu fikrim yok.

sonuç: bu rutinin cildimdeki etkisi;
  • kızarıklıklarda azalma, 
  • komedoların tahriş olmasıyla oluşan (inflammatory) aknede azalma, 
  • akne sonrasında kalan postenflamatuvar eritem'de (kırmızı lekeler) azalma ve çabuk iyileşme, 
  • gün içinde oluşan yağlanmada bir nebze azalma, 
  • cildin akşam saatlerine dek nemli kalması şeklinde oldu.
bunlar tabi ki zaman içinde gözlemlediğim faydalar, hiçbiri bir anda olmadı. nihayetinde bir cilt bakımı rutininin bence her şeyden önce gelen gereksinimleri, sabırlı olmak ve cildi hırpalamamak. benim ya da başkasının rutininin aynısını uygulamak ya da her aşamasını kendinize uyarlamak zorunda değilsiniz. cildinizin ihtiyaçlarına göre oluşturduğunuz en minimal olan ve düzenli uyguladığınız rutin, sizin için en iyi olan olacaktır.

Comments