Diadermine Hydralist Gece Boyu Nem Bakımı Jel Krem
Nisan ayının ortasında, topikal tedavilere (cilde sürülerek kullanılan antibiyotik ve retinoid kremleri, losyonlar, asitler vs) cevap vermeyen, daha önceleri idare edilebilirken artık derin kistlere dönüşmeye başlayan akne sorunum için 20mg Roaccutane kullanmaya başladığımdan dolayı bloga biraz ara vermek durumunda kaldım, çünkü kullanıp yorumlamayı düşündüğüm ürünlerin çoğunu bu süreçte beklemeye almam gerekti. Yeterince kullanmadan ürün yorumlamamaya gayret ettiğimden de son yazıyla araya 5 ay girmiş oldu. Yazmayı terk etmiş değilim, hatta yakında sayfasında listelediğim ve hakkında yazacağım ürünlere birkaç yeni güneş kremi de eklendi. Sırayla hepsinin yazıları gelecek.
Artık sonuna gelmek üzere olduğumdan Diadermine’in 2018’de piyasaya sürdüğü Hydralist serisinin “Gece Boyu Nem Bakımı” başlığıyla çıkan jel kreminin incelemesini yapayım dedim.
Diadermine Hydralist serisi “şehir hayatının yıpratıcı etkilerine karşı cildi koruma” vaadi sunuyor. Ürün gamının ana içerikleri hümektan sınıfına giren gliserin, üre, panthenol ve sodium hyaluronate’ten oluşmakta. Bu maddeler cildin üst katmanlarında su tutma ve ciltten su kaybını önleme vasıflarının yanı sıra, cildin kendini yenileme ve onarmasına da yardımcı olan maddeler.
Cildimi temizledikten sonra, temizlemeyle yaşanan nam kaybını telafi etmek için hemen basit nemlendirici bir tonik (Ziaja Acai Berry Tonik) ve ardından nemi tutucu jel krem veya serum kullanmaya özen gösteriyorum. Hydralist Gece Boyu Nem Bakımı kremini de bu maksatla edindim. 4 adet önemli hümektanı beraber içermesi ve boyutunun 100 ml olması tercih sebebim oldu.
İçerik: Aqua, Glycerin (nem tutucu, onarıcı ve yatıştırıcı; cilde hafif yapışkanlık hissi verebilir), Hexanediol, Dimethicone (geçirgen bariyer oluşturucu; su kaybını azaltır, ciltteki ufak boşlukları doldurarak daha pürüzsüz bir his verir*) Betaine (nem tutucu), Hydroxyethyl Urea (bir üre türevi, nem tutucu. üretici firmasının söylediğine göre bu madde gliserine yakın yetkinlikte, fakat gliserinin aksine yapışkanlık hissi vermiyor ve ciltte güzel bir his sağlıyor), Taurine (bir tür aminoasit, nem tutucu), Talc (topaklanmayı önleyici, opaklığı artırıcı**), Tocopheryl Acetate (e vitamini, antioksidan), Panthenol (nem tutucu, cilt yatıştırıcı ve onarıcı), Prunus Amygdalus Dulcis Oil (tatlı badem yağı, emoliyan; oleik asit oranı yüksek olduğundan daha çok kuru ciltlere uygun bir çekirdek yağı), Sodium Hyaluronate (kendi ağırlığının 1000 katı su tutabilen, boyutundan dolayı cildin alt katmanlarına inmeyen ancak cilt yüzeyini dolgun ve nemli tutan hümektan.***), Urea (nem tutucu, cildin koruyucu yapıtaşlarından), Biosaccharide Gum-1 (nem tutucu, yatıştırıcı), Plankton Extract (Scenedesmus phytoplankton, bir tür yeşil yosun, nem tutucu), Sodium Carbomer, Sodium Acrylate/Sodium Acryloyldimethyl Taurate Copolymer (viskozite ayarlayıcı, sürülmeyi kolaylaştırıcı), Polyisobutene, Lysine, Ethylexylglycerin (koruyucu), Butylene Glycol (solvent), Dimethicone Crosspolymer, Sodium Chloride (katılaştırıcı), Sorbitan Oleate (emulsifiye edici), Caprylyl/Capryl Glucoside (sürfektan), Ammonium Lactate, Parfum, Phenoxyethanol (koruyucu), CI 16035 (pigment)
Tek kötü yanını en baştan yazayım; yoğun parfüm kokusu var. İlk satın aldığım dönemde kullandığım ürünler kokusuz ya da çok hafif parfümlü ürünlerdi. Bu kremi ilk açtığımda gelen yoğun gül kokusu beni biraz itti açıkçası o yüzden. Parfüm benim için eğer ürünün içeriği iyiyse büyük bir “deal breaker” değil, fakat keşke olmasaymış. Bir de hafif pembelik veren bir pigment içeriyor anca bu renk deride kayboluyor.
Çok sayıda su tutucu madde ile kısmen az denilebilecek emoliyan (tıkayıcı) içerdiğinden hafif bir nemlendirici olduğunu söyleyebilirim. Cildinize sürer sürmez hemen emiliyor ve ardında ne mat, ne de yağlı herhangi bir his bırakmıyor. Içeriğindeki su tutucu maddelerden en iyi şekilde faydalanmak için yıkamadan hemen sonra cilt kurumadan sürülmesi, ve cildiniz kuruya dönükse daha yoğun bir kremle katmanlanması çok iyi olur. Kurumuş cilde sürünce yayması biraz zor oluyor, ilerleyen saatlerde de cilt daha kuru hissediliyor. Bu yüzden muhakkak ıslak (toniklenmiş de olur) cilde sürülmesi şart. Yağlı-normal ciltler yazın tek başına da kullanabilir.
Ben Roaccutane tedavim başladıktan sonra da kullanmaya devam ettim ve hassaslaşan cildimde herhangi bir yanma, tahriş sorunuyla karşılaşmadım. Elbette üzerine daha kalın ve yağlı kremler kullanmam gerekiyordu. İçerisindeki tatlı badem yağının miktarı az olsa gerek ki hiç hissetmiyorsunuz bile.
Hem gündüz hem akşam kullanıma uygun, içerisinde güneşe karşı hassasiyet yaratan bir madde yok. Hatta güneş kremi altına sürmek için ideal, çünkü diğer kremlerin yapısını bozmuyor ve topaklanmaya sebebiyet vermiyor.
Islak cilde tonikle beraber kullandığımda gerçekten cildimin nemini koruduğunu ve parlaklaştırıp dolgunlaştırdığını gözlemledim (hümektan ağırlıklı kozmetiklerin çoğunun böyle bir etkisi var). Çok az bir miktarı tüm yüze yetmekte. Gün sonu oluşan yorgun görüntüyü azaltıyor. İlk sürdüğünüzde hafif bir yapışkanlık oluyor, ancak kalıcı değil.
* Dimethicone cildi tıkamaz, “nefes almasına” mani olmaz.
**Talk, kuru toz halindeyken solumamaya dikkat ettiğiniz takdirde kullanımı riskli bir içerik değil. Sprey ve toz formdaki tüm kozmetik maddeleri solumamaya özen göstermelisiniz.
*** Sodium Hyaluronate, hyaluronik asit ile işlevleri aynı olan ancak ondan daha etkili bir türevi.
Comments
Post a Comment